Eğitimci kadrosu uzun yıllardır bir arada çalışan, deneyimli ve uzman bir ekiptir.
İzci'de her çocuk özeldir; yeteneklerine, kişilik gelişimine, zeka gelişimine uygun özel bir program uygulanır.
Çocukları mutlu edebilecek birçok aktivite mevcuttur.
Çocuklar İzci'de hem öğrenir, hem eğlenir, hem başarılı olmanın keyfini yaşar.
İzci'de çalışan herkes sevecen ve güler yüzlüdür.
Aile sıcaklığı veren, temiz, mutlu, rengarenk, cıvıl cıvıl bir yuvadır.
İzci'nin bahçesi huzur dolu, keyifli ve eğlenceli bir oyun alanıdır.
Çocuğunuzun pedagojik gelişimi takip edilir.
Çocuğunuzla ilgili yaşayabileceğiniz her türlü sorunda pedagojik ve psikolojik danışmanlık hizmetinden yararlanabilirsiniz.
Yaş Grupları
Anaokulumuz
1-)16-36 ay
2-) 37-66 ay arası öğrencilere eğitim ve öğretim vermektedir. Öğrencilerimizin sınıflara yerleştirilmesinde çocukların doğum yılları ve doğdukları aylar ile sınıflardaki kız erkek sayısının dengelenmesi göz önünde bulundurulur
Eğitim Saatleri
Suadiye İzci Anaokulu 08.00 - 17.30 saatleri arasında açık olup eğitim-öğretim 10.00 - 17.00 saatleri arasında yapılmaktadır.
Beslenme
Çocuklarımızın sabah kahvaltısı, kuşluk kahvaltısı ,öğle yemeği ve ikindi kahvaltıları okulumuzda mutfak görevlimiz tarafından günlük olarak kurucumuz tarafından oluşturulan0-6 yaş çocukların besin ihtiyaçlarına göre hazırlanmış liste ve kaloriler dahilinde hazırlanır.Gıda stoğu yapmadığımız için alışverişimiz günlük olarak yapılmaktadır.
Sağlık
Okulumuz Sağlık Sistemi :
Anlaşmalı olduğumuz Anadolu Sağlık Merkezi (John Hopkins) nin Çocuk doktoru Haydar Akıncı her pazartesi günü okulumuzda çocuklarımızın sağlık kontrollerini yapmakta ve gerekli bilgileri rapor halinde velilerimize sunmaktadır.Ayrıca tüm çocuklarımız her tür kazaya karşı sigortalı bulunmaktadır.
Güvenlik Danışmanlığı
Eğitim saatleri içerisinde sürekli kapıda bulunan bir güvenlik görevlimiz. Çocuklarımızın güvenliği için hizmet vermektedir.
Montessori Metodu
Montessori programı (2,5 -6 yaş) öz güven, inisiyatif, ne istediğini bilme ve uygulama, bağımsızlık, konsantrasyon, düzenlilik, yardımlaşma ve başkalarına karşı saygıyı yerleştirme ve geliştirme üzerine hazırlanmıştır. Dr. Montessori bir insanın başka bir insan tarafından eğitilebileceğine inanmamaktadır. Birey bu işi ancak kendisi yapabilir. Gerçek bir eğitim verilen birey sınıfta geçirdiği uzun saatlerden sonra da öğrenmeye devam eder, çünkü birey doğal bir merak ve öğrenme arzusuyla motive edilmiştir. Bu yüzden Dr.Montessori, 2 1/2 -6 yaş, çocuğuna verilecek eğitimin , çocuğun beynini direkt olarak bilgi ile doldurmak yerine, çocuğun doğasında var olan öğrenme isteğini gerçekleştirecek bir programa yönelik bir eğitim olduğunu anlamıştır. Montessori sınıflarında yukarıda saydığımız amaçlara iki türlü ulaşılır;birinci olarak zorlama yerine çocuğun öğrenme zevkini kendisinin yaşaması,ikinci olarak da çocuğun öğrenme mekanizmasının mükemmelleştirmeye yardımcı olmak. Montessori materyalleri bu amaçlara yönelik bilgilerle beraber öncelikli olarak gereken bilgileri öğrenmelerini ve çocuğa ilerdeki öğrenimi için maximum yetenek elde etmesini sağlar. Yetişkinler için sıradan olan bulaşık yıkama, sebze doğrama, ayakkabı cilalama gibi olaylar küçük çocukların gözünde yapılabilecek önemli görevler arasındadır. Taklit etmek küçük bir çocuğun içindeki en önemli ve kuvvetli dürtülerden biridir. Bu çalışmaları gerçekleştirirken çocuklar bir işlemin tamamlanması için gereken sırayı takip ederler ve detaylara da önem vermeyi öğrenirler. Sonuç olarak,bir aktiviteden diğerine geçmeden önce çocuklar çalışmalarını bitirip, kullandıkları materyalleri yerine koyarak iyi bir çalışma disiplinine sahip olurlar.
Branş Derslerimiz
İngilizce Dersi
Okul öncesi dönemde yabancı dil eğitiminin amacı; çocuklarda kulak dolgunluğu yaratıp kelime dağarcıklarını geliştirmektir. Bunu yaparken de flashcardlardan, oyunlardan, hikayelerden ve şarkılardan yararlanılmaktadır.
3-6 yas döneminde öğrenilen yabancı dil hem daha kalıcı olmakta, hem de daha kolay öğrenilmektedir.
Okulumuzda İngilizce eğitimimizin başlıca amacı; çocuklarımızı sıkmadan, bıktırmadan basit kelimeleri günlük hayatlarına adapte edebilmelerini sağlamak; bunu da bol bol şarkı söyleyip
oyun oynayarak, bilgisayarla destek vererek görsel ve işitsel anlamda eğitimimizi tamamlamaktır.
Orff Müzik
Orff-Schulwerk bir düşünceyi, hikayeyi, yaşantıyı beden diliyle, hareket ederek, devinimle, dansla, sözle, şarkıyla, müzikle, enstrüman kullanarak anlatımdır. Orff-Schulwerk “yaparak-yaşayarak öğrenme” bakımından en etkili yaklaşımlardan biridir.
Orff-Schulwerk çalışmalarının içeriğinde, bedenin hareketlerle hazırlanması, konuşmaların kullanılması, seslerin ritimlendirilmesi, bu ritimlerin müzik haline gelmesinde bir dizi yaratıcı süreç vardır. Her aşamasında vazgeçilmez olan şey ‘’oyun‘’ dur.
Orff-Schulwerk etkinliklerinde çocukların oyuna karşı olan doğal ilgilerinden yararlanılır. Fikir verip hayal gücü uyandırılır. Seslerle oynama, deneme, yanılma ve diyalog içinde müzik yapmak, zamanı ve ritmi saymadan hissettirmek, çocukların etkinliğe kendilerinden bir şeyler katmalarına izin vermek önemlidir.
Çocuklar arkadaşlarıyla konuşur, şarkı söyler, dans ederler. Soru-cevap, birleştirme ve keşif oyunlarıyla iletişim kurarlar. Kendileri ve çevrelerinden algıladıklarıyla, öğrenme ortamında bir seyirci değil aktif birer katılımcı olurlar.
Orff-Schulwerk’te bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanılır. Çocuğun dikkat, algı, dinleme, konuşma, bedenini kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendi fikir ve düşüncelerini hareket, ritim ve müzik gibi farklı yollarla ifade etmede gelişir. Grupla yapılan bir etkinlik olduğundan, işbirliği yapma, iletişim kurma becerilerini güçlendirir.
Okul öncesi çocuklar meraklıdırlar. Her türlü materyalden elde edilen sesleri kullanmaya, denemeye, öğrenmeye gereksinim duyarlar. Hayal güçleri geniştir, seslerle ilgilenir, neyin hangi sesi çıkardığını merak ederler. Carl Orff da müziği yaratıcı bir sanat olarak düşünmüş, çocukların doğal gelişimi sırasında, nesneleri birbirine vurma gereksiniminden etkilenerek, çocukların vurabilecekleri veya mızrapla çalabilecekleri çalgıların tasarımını gerçekleştirmiştir.
Çocukların severek ve kolayca öğrenebileceği çeşitli enstrümanlar, öğrenmeyi destekleyici materyaller kullanılmalıdır. Bilgiler çağrıştırıcılarla öğrenildiğinde, öğrenmenin daha hızlı gerçekleştiği ve kalıcı olduğu gözlemlenmektedir. Orff-Schulwerk’in çocuğun gelişimine etkileri, çocuğun müziksel becerilerinin geliştirilmesi ve müzik eğitimi yoluyla müzik dışı becerilerinin de geliştirilmesi olmak üzere düşünülmelidir.
Bale ve Modern Dans Branş Derslerimiz
Sanat, evrensel bir dil olarak herkesin birleşebildiği ortak beğenilerdir.Sanat eğitimi insanların kişiliklerini ortaya çıkarırken bireylerden kimi sanatın uygulayıcısı, kimi de sanatın destekleyicisi ve izleyicisi olarak çağdaş toplumu oluşturur.
Katılımcı, yaratıcılığa dönük, kişisel yetenekleri ortaya çıkaran bir sanat eğitimi olan bale, çocuklarda ‘kendini doğru ifade etmeyi’, ‘doğru düşünmeyi’, ‘öz güven ve motivasyonu’ geliştirir. Bu becerilerin erken yaşta kazanılması şüphesiz okul başarısına da destek verecek ve çocuklarımızın iyi nitelikli sosyal bir çevre kazanmalarını sağlayacaktır.
Bale eğitimi sadece üstün bir sanat zevki geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda çocuğun kişilik ve fiziksel gelişimine de büyük katkıda bulunmaktadır.Bugün tıp, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek birçok fiziksel rahatsızlığın, çocukluk yaşlarında edinilen duruş bozukluklarından kaynaklandığını kabul etmekte ve bunların giderilmesi için bale eğitimini önermektedir.
Bu eğitimle genel olarak vücut kontrolü, vücut koordinasyonu, müzik bilgisi ve ritm duygusu kazandırılırken kondisyona bağlı olarak harekette verimliliğin, fiziksel direnç ve gücün arttığı da gözlemlenir.
Yaratıcı Drama; Çocuğun Oynadığıdır…
Oyun, kişiliğin gelişimi süresince diğer bireylerle paylaşarak, taklit ederek gerçekleştirilen ve yaşamın temel dayanağı olan önemli bir etkinliktir. Bilişsel, duyuşsal ve bedensel etkinliklerin birbirleri ile sıkıca ilişkili olduğu tüm beceri ve deneyimlerin bütünleştirildiği, olgunlaştığı yaşama uyum sağlayıcı davranışların geliştiği ciddi bir uğraştır. Çocuk, oyun yolu ile düşünür ve deneyim kazanır. Yaratıcı drama; bir grup çalışması içinde, çocukların olgu ve olayları kendi yaşantılarından, gözlemlerinden yola çıkarak, yeniden düzenlemesi ve oyunsu süreçlerde yorumlaması ve canlandırmasıdır. Drama etkinliklerinde çocuk "neyi " öğreneceğini değil " nasıl "öğreneceğini öğrenir. Çocuğun, kendini özgürce ifade edebilmesi, hoşgörülü, demokratik ve yaratıcı bir kişilik geliştirmesi, bağımsız düşünebilmesi, işbirliği yapabilmesi, olaylara çok yönlü bakabilmesi ve kendini tanıması açısından yaratıcı drama etkili bir eğitim yöntemidir.
Yaratıcı drama; öğretmen ve çocuğun birlikte üretmesi ile düşsel, anında ‘-mış’ gibi oynanan, süren/devam eden öğrenmeleri barındıran dinamik bir yapıdır.
Eğitimde, yaratıcı drama tekniklerini ve oyunun gücünü kullanmak, çocuğun duygu, düşünce, gözlem, yaşantı ve hayal gücünü kendi özgün yaratıcılığı ile ortaya koymasını ve yaşayarak öğrenmesiniYAŞAYARAK ÖĞRENMESİNİ
sağlamaktır.
Sanat Eğitimi
Sanat eğitiminde hiçbir bireyi sanatçı , ressam, heykeltraş yapmak değildir amaç; amaç her alanda kullanılabilir yaratıcı düşüncenin gelişimini sağlamaktır. Resmetme noktasında dileğimiz bir şeye benzeme – benzetme çabası değildir.
Görsel zekayı güçlendirmek için bir çok görsel materyal incelenir, sanat tarihinden eserlere bakılır, sanatçılar tanınır; onlardan alınan ilhamla hayaller – düşünceler resmedilir. Zaman zaman yaratıcı drama ile bedensel ve sosyal zeka desteklenirken, zaman zaman da okunan bir hikayenin resmedilmesi ya da bir resim üzerine hikaye kurgulama yöntemi ile sözel zeka ve düşsel zeka kuvvetlendirilir. Tüm etkinliklerde asıl olan çocuklarımıza çocukluklarını unutturmamaktır.
Neden Satranç?
Çünkü satranç karakteri ve kişiliği olumlu yönde etkiler ve kendine güven duygusunu aşılar.Okul
öncesi dönemde dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırma alışkanlığı edinmesini sağlar.Bunun dışında
mücadeleci bir ruh yapısına sahip olması gerektiğini öğretir. Seçici ve doğru kararlar veren bir birey
olmasını sağlayarak çocuğumuzu kötü alışkanlıklardan korur. Planlı hareket etmenin önemini kavratır.
Süratli ve doğru düşünebilmeye yardımcı olur
Suadiye İzci Anaokulu
Neden Özel İzci Anaokulu
Yaş Grupları
Anaokulumuz
1-)16-36 ay
2-) 37-66 ay arası öğrencilere eğitim ve öğretim vermektedir. Öğrencilerimizin sınıflara yerleştirilmesinde çocukların doğum yılları ve doğdukları aylar ile sınıflardaki kız erkek sayısının dengelenmesi göz önünde bulundurulur
Eğitim Saatleri
Suadiye İzci Anaokulu 08.00 - 17.30 saatleri arasında açık olup eğitim-öğretim 10.00 - 17.00 saatleri arasında yapılmaktadır.
Beslenme
Çocuklarımızın sabah kahvaltısı, kuşluk kahvaltısı ,öğle yemeği ve ikindi kahvaltıları okulumuzda mutfak görevlimiz tarafından günlük olarak kurucumuz tarafından oluşturulan0-6 yaş çocukların besin ihtiyaçlarına göre hazırlanmış liste ve kaloriler dahilinde hazırlanır.Gıda stoğu yapmadığımız için alışverişimiz günlük olarak yapılmaktadır.
Sağlık
Okulumuz Sağlık Sistemi : Anlaşmalı olduğumuz Anadolu Sağlık Merkezi (John Hopkins) nin Çocuk doktoru Haydar Akıncı her pazartesi günü okulumuzda çocuklarımızın sağlık kontrollerini yapmakta ve gerekli bilgileri rapor halinde velilerimize sunmaktadır.Ayrıca tüm çocuklarımız her tür kazaya karşı sigortalı bulunmaktadır.
Güvenlik Danışmanlığı
Eğitim saatleri içerisinde sürekli kapıda bulunan bir güvenlik görevlimiz. Çocuklarımızın güvenliği için hizmet vermektedir.
Montessori Metodu
Montessori programı (2,5 -6 yaş) öz güven, inisiyatif, ne istediğini bilme ve uygulama, bağımsızlık, konsantrasyon, düzenlilik, yardımlaşma ve başkalarına karşı saygıyı yerleştirme ve geliştirme üzerine hazırlanmıştır. Dr. Montessori bir insanın başka bir insan tarafından eğitilebileceğine inanmamaktadır. Birey bu işi ancak kendisi yapabilir. Gerçek bir eğitim verilen birey sınıfta geçirdiği uzun saatlerden sonra da öğrenmeye devam eder, çünkü birey doğal bir merak ve öğrenme arzusuyla motive edilmiştir. Bu yüzden Dr.Montessori, 2 1/2 -6 yaş, çocuğuna verilecek eğitimin , çocuğun beynini direkt olarak bilgi ile doldurmak yerine, çocuğun doğasında var olan öğrenme isteğini gerçekleştirecek bir programa yönelik bir eğitim olduğunu anlamıştır. Montessori sınıflarında yukarıda saydığımız amaçlara iki türlü ulaşılır;birinci olarak zorlama yerine çocuğun öğrenme zevkini kendisinin yaşaması,ikinci olarak da çocuğun öğrenme mekanizmasının mükemmelleştirmeye yardımcı olmak. Montessori materyalleri bu amaçlara yönelik bilgilerle beraber öncelikli olarak gereken bilgileri öğrenmelerini ve çocuğa ilerdeki öğrenimi için maximum yetenek elde etmesini sağlar. Yetişkinler için sıradan olan bulaşık yıkama, sebze doğrama, ayakkabı cilalama gibi olaylar küçük çocukların gözünde yapılabilecek önemli görevler arasındadır. Taklit etmek küçük bir çocuğun içindeki en önemli ve kuvvetli dürtülerden biridir. Bu çalışmaları gerçekleştirirken çocuklar bir işlemin tamamlanması için gereken sırayı takip ederler ve detaylara da önem vermeyi öğrenirler. Sonuç olarak,bir aktiviteden diğerine geçmeden önce çocuklar çalışmalarını bitirip, kullandıkları materyalleri yerine koyarak iyi bir çalışma disiplinine sahip olurlar.
Branş Derslerimiz
İngilizce Dersi
Okul öncesi dönemde yabancı dil eğitiminin amacı; çocuklarda kulak dolgunluğu yaratıp kelime dağarcıklarını geliştirmektir. Bunu yaparken de flashcardlardan, oyunlardan, hikayelerden ve şarkılardan yararlanılmaktadır.
3-6 yas döneminde öğrenilen yabancı dil hem daha kalıcı olmakta, hem de daha kolay öğrenilmektedir.
Okulumuzda İngilizce eğitimimizin başlıca amacı; çocuklarımızı sıkmadan, bıktırmadan basit kelimeleri günlük hayatlarına adapte edebilmelerini sağlamak; bunu da bol bol şarkı söyleyip
oyun oynayarak, bilgisayarla destek vererek görsel ve işitsel anlamda eğitimimizi tamamlamaktır.
Orff Müzik
Orff-Schulwerk bir düşünceyi, hikayeyi, yaşantıyı beden diliyle, hareket ederek, devinimle, dansla, sözle, şarkıyla, müzikle, enstrüman kullanarak anlatımdır. Orff-Schulwerk “yaparak-yaşayarak öğrenme” bakımından en etkili yaklaşımlardan biridir.
Orff-Schulwerk çalışmalarının içeriğinde, bedenin hareketlerle hazırlanması, konuşmaların kullanılması, seslerin ritimlendirilmesi, bu ritimlerin müzik haline gelmesinde bir dizi yaratıcı süreç vardır. Her aşamasında vazgeçilmez olan şey ‘’oyun‘’ dur.
Orff-Schulwerk etkinliklerinde çocukların oyuna karşı olan doğal ilgilerinden yararlanılır. Fikir verip hayal gücü uyandırılır. Seslerle oynama, deneme, yanılma ve diyalog içinde müzik yapmak, zamanı ve ritmi saymadan hissettirmek, çocukların etkinliğe kendilerinden bir şeyler katmalarına izin vermek önemlidir.
Çocuklar arkadaşlarıyla konuşur, şarkı söyler, dans ederler. Soru-cevap, birleştirme ve keşif oyunlarıyla iletişim kurarlar. Kendileri ve çevrelerinden algıladıklarıyla, öğrenme ortamında bir seyirci değil aktif birer katılımcı olurlar.
Orff-Schulwerk’te bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanılır. Çocuğun dikkat, algı, dinleme, konuşma, bedenini kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendi fikir ve düşüncelerini hareket, ritim ve müzik gibi farklı yollarla ifade etmede gelişir. Grupla yapılan bir etkinlik olduğundan, işbirliği yapma, iletişim kurma becerilerini güçlendirir.
Okul öncesi çocuklar meraklıdırlar. Her türlü materyalden elde edilen sesleri kullanmaya, denemeye, öğrenmeye gereksinim duyarlar. Hayal güçleri geniştir, seslerle ilgilenir, neyin hangi sesi çıkardığını merak ederler. Carl Orff da müziği yaratıcı bir sanat olarak düşünmüş, çocukların doğal gelişimi sırasında, nesneleri birbirine vurma gereksiniminden etkilenerek, çocukların vurabilecekleri veya mızrapla çalabilecekleri çalgıların tasarımını gerçekleştirmiştir.
Çocukların severek ve kolayca öğrenebileceği çeşitli enstrümanlar, öğrenmeyi destekleyici materyaller kullanılmalıdır. Bilgiler çağrıştırıcılarla öğrenildiğinde, öğrenmenin daha hızlı gerçekleştiği ve kalıcı olduğu gözlemlenmektedir. Orff-Schulwerk’in çocuğun gelişimine etkileri, çocuğun müziksel becerilerinin geliştirilmesi ve müzik eğitimi yoluyla müzik dışı becerilerinin de geliştirilmesi olmak üzere düşünülmelidir.
Bale ve Modern Dans Branş Derslerimiz
Sanat, evrensel bir dil olarak herkesin birleşebildiği ortak beğenilerdir.Sanat eğitimi insanların kişiliklerini ortaya çıkarırken bireylerden kimi sanatın uygulayıcısı, kimi de sanatın destekleyicisi ve izleyicisi olarak çağdaş toplumu oluşturur.
Katılımcı, yaratıcılığa dönük, kişisel yetenekleri ortaya çıkaran bir sanat eğitimi olan bale, çocuklarda ‘kendini doğru ifade etmeyi’, ‘doğru düşünmeyi’, ‘öz güven ve motivasyonu’ geliştirir. Bu becerilerin erken yaşta kazanılması şüphesiz okul başarısına da destek verecek ve çocuklarımızın iyi nitelikli sosyal bir çevre kazanmalarını sağlayacaktır.
Bale eğitimi sadece üstün bir sanat zevki geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda çocuğun kişilik ve fiziksel gelişimine de büyük katkıda bulunmaktadır.Bugün tıp, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek birçok fiziksel rahatsızlığın, çocukluk yaşlarında edinilen duruş bozukluklarından kaynaklandığını kabul etmekte ve bunların giderilmesi için bale eğitimini önermektedir.
Bu eğitimle genel olarak vücut kontrolü, vücut koordinasyonu, müzik bilgisi ve ritm duygusu kazandırılırken kondisyona bağlı olarak harekette verimliliğin, fiziksel direnç ve gücün arttığı da gözlemlenir.
Yaratıcı Drama; Çocuğun Oynadığıdır…
Oyun, kişiliğin gelişimi süresince diğer bireylerle paylaşarak, taklit ederek gerçekleştirilen ve yaşamın temel dayanağı olan önemli bir etkinliktir. Bilişsel, duyuşsal ve bedensel etkinliklerin birbirleri ile sıkıca ilişkili olduğu tüm beceri ve deneyimlerin bütünleştirildiği, olgunlaştığı yaşama uyum sağlayıcı davranışların geliştiği ciddi bir uğraştır. Çocuk, oyun yolu ile düşünür ve deneyim kazanır.
Yaratıcı drama; bir grup çalışması içinde, çocukların olgu ve olayları kendi yaşantılarından, gözlemlerinden yola çıkarak, yeniden düzenlemesi ve oyunsu süreçlerde yorumlaması ve canlandırmasıdır. Drama etkinliklerinde çocuk "neyi " öğreneceğini değil " nasıl "öğreneceğini öğrenir. Çocuğun, kendini özgürce ifade edebilmesi, hoşgörülü, demokratik ve yaratıcı bir kişilik geliştirmesi, bağımsız düşünebilmesi, işbirliği yapabilmesi, olaylara çok yönlü bakabilmesi ve kendini tanıması açısından yaratıcı drama etkili bir eğitim yöntemidir.
Yaratıcı drama; öğretmen ve çocuğun birlikte üretmesi ile düşsel, anında ‘-mış’ gibi oynanan, süren/devam eden öğrenmeleri barındıran dinamik bir yapıdır.
Eğitimde, yaratıcı drama tekniklerini ve oyunun gücünü kullanmak, çocuğun duygu, düşünce, gözlem, yaşantı ve hayal gücünü kendi özgün yaratıcılığı ile ortaya koymasını ve yaşayarak öğrenmesiniYAŞAYARAK ÖĞRENMESİNİ
sağlamaktır.
Sanat Eğitimi
Sanat eğitiminde hiçbir bireyi sanatçı , ressam, heykeltraş yapmak değildir amaç; amaç her alanda kullanılabilir yaratıcı düşüncenin gelişimini sağlamaktır. Resmetme noktasında dileğimiz bir şeye benzeme – benzetme çabası değildir.
Görsel zekayı güçlendirmek için bir çok görsel materyal incelenir, sanat tarihinden eserlere bakılır, sanatçılar tanınır; onlardan alınan ilhamla hayaller – düşünceler resmedilir. Zaman zaman yaratıcı drama ile bedensel ve sosyal zeka desteklenirken, zaman zaman da okunan bir hikayenin resmedilmesi ya da bir resim üzerine hikaye kurgulama yöntemi ile sözel zeka ve düşsel zeka kuvvetlendirilir. Tüm etkinliklerde asıl olan çocuklarımıza çocukluklarını unutturmamaktır.
Neden Satranç?
Çünkü satranç karakteri ve kişiliği olumlu yönde etkiler ve kendine güven duygusunu aşılar.Okul
öncesi dönemde dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırma alışkanlığı edinmesini sağlar.Bunun dışında
mücadeleci bir ruh yapısına sahip olması gerektiğini öğretir. Seçici ve doğru kararlar veren bir birey
olmasını sağlayarak çocuğumuzu kötü alışkanlıklardan korur. Planlı hareket etmenin önemini kavratır.
Süratli ve doğru düşünebilmeye yardımcı olur
İletişim
EMIN ALI PAŞA CADDESI NO:86/B BOSTANCI / İSTANBUL
Telefon : 0216 445 61 71
Mail : info@izcianaokulu.k12.tr